Davud Yılmaz Efendi, 1933 yılında, Bayburt İli’nin Kân Köyü bugünkü adı ile Aslandede Köyü’nde, “Mededler” namı ile tanınmış bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.
İlk islâmi eğitimini babası merhum Harun Efendi’den aldı. Daha sonra köy medresesinde Kuran-ı Kerim ilmi tahsil eden Davud Yılmaz Efendi’nin, çocukluk çağında başlayan ilim öğrenme aşkı, onu taassuba karşı tefsir ve tasavvuf ilimlerini öğrenmeye ve araştırmaya yöneltti.
Çocukluk yıllarında çiftçilik ile iştigal eden Davud Yılmaz Efendi, askerlik görevini sıhhiye çavuşu olarak ifa etti ve bir müddet İstanbul Darıca’daki özel bir şirkette sağlık memuru vekilliği yaptı. Müteakiben ticaret hayatına atıldı.
1968 yılında İzmir’in Bayraklı semtine yerleşti. Allahu Teâlâ’nın ilmini öğrenme ve anlama tutkusu ve çocukluğundan beri gönlünde duyduğu ilâhî aşk, onu tasavvuf ilminde mahir Hasan Güler Efendi isminde bir mürşit ile tanıştırdı. Kendisinden uzun yıllar tasavvuf ilmi okudu ve ahzetti. Böylelikle melami neş’esine vasıl olan Davud Yılmaz Efendi, mürşidi Hasan Güler Efendi tarafından mezun kılındı ve halife tayin edildi.
Ancak, halife tayin edilmesine rağmen, vasıl olduğu Melâmîlik neş’esini, bir meslek olarak yürütebilmek için, Niyazi Mısri Hz.lerinin dediği gibi; dildeki davaya elde hüccet-i bürhan gerektiğini anlayan Davud Yılmaz Efendi, ehliyetli bir insan-ı kâmil aramaya başladı.
Nihayet, İzmir’in Basmane semtinde bulunan Kerimağa Hanı’nın 22 no’lu odasında, Mahmud Saadettin Bilginer Efendi Hazretleri’nin halifesi, Ali Bozkurt Dalay Efendi Hazretleri ile karşılaştı. Bu karşılaşma, Davud Yılmaz Efendi’nin hayatının dönüm noktası oldu.
Davud Yılmaz Efendi, Ali Bozkurt Yılmaz Dalay Efendi’ye mülâki olup, yıllarca kendisinden feyz aldı. Sırrı kesret ve sırrı vahdeti zevk eden Davud Yılmaz Efendi’ye mürşidi Ali Bozkurt Yılmaz Dalay Efendi, Melâmîlerce, yani arifi billahlarca sırrı bilinen, hilâfet ve hüccet verdi. “Allahu Teala muinin olsun Davud evlâdım, âmin, âmin, âmin” diye buyurdular.
Davud Yılmaz Efendi’nin manevî şeceresi şöyledir: Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimiz’in manada on yedinci torunu, yirminci asrın Melâmî piri ve Kutb-ul Aktabı Seyyid Muhammed Nurül Arabî Hazretleri’nin, mezun kılıp, hilâfet ve bir de yazılı olarak vermiş olduğu hüccet; halifelerinden Hulusi Maksud Efendi Hazretleri ve andan Hasan Lütfi Şuşut Efendi Hazretleri, andan Mahmut Saadettin Bilginer Efendi Hazretleri, andan Ali Ulvî Bozkurt Yılmaz Dalay Efendi Hazretleri ve andan Davud Yılmaz Efendi Hazretleri’ne verilmiştir.
Hz. Pir’den gelen hilâfet ve hüccet zincirinin beşinci halkasına nail olan Hacı Davud Yılmaz Efendi Hazretleri, melami insan-ı kâmili olup, Melâmîlik mesleğini nasibi olanlara tevdi etmiş ve taliplileri onun manevî feyzinden istifade etmişlerdir. 12 Nisan 2011 tarihinde ardında 10 halife bırakarak hakka yürümüştür. Halen hüccetli halifeleri tarafından tasarrufu devam etmektedir.
Vela havle vela kuvvete illâ billahil aliyyül azim.